Şairin bir biyolojik evlatları vardır bir de kelimelerden harflerden yapılmış çocukları. Şair ikisine de aynı gözle baksa eşit davranmak istese bile bölüşülmesi bölüştürülmesi gereken bir zaman süresi vardır sınırlı bir ömür: haksızlık nerdeyse kaçınılmazdır. Gerilimi daha da artıran bir şey daha var. Şair sadece baba değildir çocuktur da: Kendi şiirlerinin çocuğu kendi yazdıklarının ürünü. Çocuk büyür değişir; her kitapla her şiir evresiyle ortaya farklı bir "kişi" çıkar biyolojik çocukların babalarındaki bu değişmeyi günü gününe izlemesi beklenemez pek mümkün de değildir zaten.
Turgut Uyar Türkçe şiirin kutup yıldızlarından biri kuşkusuz. Şiirinin poetikasının yanı sıra elbet şahsiyetiyle hayatıyla da merak edilen biri... Derviş Aydın Akkoç'un onun dört çocuğuyla Semiramis Uyar'la Şeyda Uyar Dikmen'le Tunga Uyar'la ve Turgut Uyar'la yaptığı söyleşiler şairle ilgili çok şey öğrenmemizi sağlıyor.
Sadece şairle ilgili değil Tomris Uyar'la başka edebiyatçılarla arkadaşlarıyla ilgili... Türkiye'nin (bu arada Posof'un Terme'nin
Ankara'nın İstanbul'un) edebiyat ortamının gündelik hayatın "o vakitleriyle" ilgili... Ve tabii baba-çocuk ilişkileriyle ilgili de çok şey
öğreniyor çok inceliklere tanık oluyoruz bu kitapla.
Turgut Uyar'ın Çocuklarıyız; hem biyografik hem belgesel hem uzun bir hikâye gibi bir narin kitap...