Genelde kitle iletişim araçları özelde yazılı basının birinci görevi halkı bilgilendirmek ve yanısıra bunu doğru biçimde yapmaktır. Bu işlev aynı zamanda gazetecilik etiğinin ve haber etiğinin de gereği olarak belirmektedir. Bu iki işlevin olması gerektiği gibi yerine getirilmesi demokrasi bilincinin oluşumuna ve yerleşmesine yardım sağlarken bilgilendirme ve doğru bilgilendirme işlevlerinin gerçekleştirilmemesi demokrasi kültürüne ve dolayısıyla demokratik toplum yapısına zarar vermektedir.
Haberin bilinen işlevlerinden uzaklaşması ve ideolojik bir aygıt olarak değerlendirilmesi; haberi üreten yapılara ürüne yani habere ve bu ürünün alımlanmasına yönelik incelemeleri gerekli kılmaktadır. Haber belli bir kültürel sistem ve bu kültürün oluştuğu tarihsel arka planla bağlantılı olarak belli bir ekonomi-politik yapı içerisinde üretilip tüketildiğinden; söz konusu incelemelerin yeterliliği amaçlandığında kültürel ve ekonomi-politik unsurların birlikte ele alınması gerekmektedir.
Çalışmada inceleme yöntemi olarak seçilen "Eleştirel Söylem Çözümlemesi" yaklaşımı kültürel bir olgu olarak haber metnini incelerken bu metnin üretildiği ve tüketildiği bağlama da önem vermekte sosyo-ekonomik koşulların tarihsel süreci de göz önüne alarak incelenmesi gerektiği görüşünü taşımaktadır. Yazılı basın incelemelerinde araştırma yöntemi olarak seçilen "Eleştirel Söylem Çözümlemesi" Teun A. van Dijk'ın yaklaşımı ve çalışmaları ışığında aktarılmaktadır. Teun A. van Dijk çalışmalarında çok disiplinli bir yaklaşım izlemekte bir söylem türü olarak haberin çözümlemesini yaparken metinle bağlamın ilişkisini vurgulamakta söylem biçimleri yoluyla iktidarın uygulanmasını irdelemektedir. Böyle bir çözümleme medya söylemini geniş bir sosyoekonomik ve kültürel çerçeveyle ele almaktadır.