Kesildiği yerden iki kafa daha çıkaran ejderhaları andırır İran Yeni Sineması. Ama bu ejderha yapıcı ve insancıldır. Sansürle baskıyla zindana kapatılması ona eşsiz bir dil kazandırır. İmkânsızlıklar karşısında o tutar parmaklıklarının demirinde yeşeren çiçekler eker. Gün ışığını yakalamak için olağanüstü bir kıvraklık geliştirir ve bunu gözlem gücüyle özgüveni yüksek bir yalınlıkla derinleştirir.
Erelvanlı şöyle diyor : 'Aklımın en iyi örneklerinde karakterler bizi tek bir nesnenin peşine takarlar : Bu kimi zaman sıra arkadaşına bir an önce ulaştırılması gereken bir defter olur kimi zamansa 'solungaçları dans eden' kırmızı bir balık. Bazen kanalda yüzen bir ayakkabıyı takip ederiz bazen Cennet'ten kovulmaya veya Cadı'nın tuzağına düşmeye sebep olan elmayı.
Birçok filmin hikâyesi içimizi acıtır ama bizi hüngür hüngür ağlatmaz. Yeri geldiğinde gülümsetir ne var ki kahkahalara boğmaz. Ele aldığı sorunları gözümüze sokmaz gözümüzün önüne getirmekle yetinir. Umut vr aydınlık ise hep orada bir yerdedir asla eksik olmaz.'