"... 80'li yılların ortasından itibaren başlayan Batı Avrupa kaynaklı literatürden yararlanarak İzmir'in tarihi üzerine araştırmalarım sırasında bu kitap da aslında şekillenmeye yüz tutmuştu. Gerek bu süre içinde yararlandığım kaynakların çoğunlukla Almanca olması gerekse Alman seyyah ve araştırmacıların yoğunlukta olması İzmir'deki Alman topluluğunun kendine özgü tarihinin de ortaya çıkarılması sürecini başlatmış oluyordu.
Elbette İzmir'de yaşayan bir topluluğun yaklaşık 170 yıla yayılan tarihini yazarken kente dair önemli bir boşluk da doldurulmuş olacaktır kuşkusuz. İzmir'in tarihi başta Osmanlı Dönemi olmak üzere çok zengin bir birikime sahiptir. Belki Osmanlı öncesi döneme dair yazılı kaynak sınırlı olabilir. Ancak Osmanlı Dönemi'ne ilişkin dahi kente dair yeteri kadar araştırma yapıldığı söylenemez. Bu dönemde özellikle toplumsal siyasal askeri ve kentsel anlamda çok zengin bir kaynak birikimi sağlanmıştır...".