Bu yanda tanımsız duygular içinde tutku dolu coşkunluklarda çırpınmak; amansız sevdalarda bulmak kendini. Karşı yanda ise bir yaşamı armağan gibi ortaya koymak geçmişin acı dolu pişmanlıklarına aldırmadan yol olup gitmek. Bir gün geldiğinde hayatından dâhi vazgeçmeyi göze almak.
Tapınmanın bir kıblenin ilahi bir tutkunun içimizde dayanılmaz bir bağlılıkla büyüyüp gitmesi. Sevmenin karşı konulmaz hazlarında anbean büyüyen tutkulu ve coşkun aşk.
Dava adamlığının kendini adayanların hayat hikâyelerinin arkasında acı acı bakıp hüzünlenmek. Son hatıraları olmayan son vedalarda nokta koyduğumuz tutkular. Bir kadını bir mabedi ya da bir minberi saygıyla selamlamak gibi aşk iki yaka.
Bir yaka; sevmek ve aşk zamanıdır gerekçesiz. Bir yaka; adanmış bir dava adamlığıdır Kâbe'si insanlık onuru.
Dokunmanın o coşkun hazlarında bir kitabın sayfalarını
aralamak suya dokunmak parmak uçlarımızla bir kadının gizem dolu bedenini okşamak alnımızdan bir ter damlasının düşüp ıslattığı göğüslerin arasında esrimek.