"Hazırlan bebeğim. Akşam yemeğe çıkıyoruz. Sana aldığım o güzel elbisenin yanında mücevher de almak istedim ama param yine yetmedi. Senin kocan beş parasızın biri. Bence kurtul bir an evvel ondan.
Akşam seni on liralık sofra şaraplarını kırk liraya satan sıradan bir restorana götüreceğim. Etin ya da balığın çok da özel olmayanıyla doyuracağız karnımızı. Fasılla eğleneceğiz. Fasıl yapan grup tabii ki ünlü değil ama yeteri kadar iyi. Lütfen elbiseni giy ve istediğim şekilde yap makyajını. Kulağına o iri ve halka küpelerini tak olur mu? Hani imitasyon olanları. Zaten hiçbir vakit senin gerçek bir takın olmadı ki. Uzun yüzüne çok yakışıyor inan o sahtekâr küpeler. Onlar kulağındayken sana bakmaya doyamıyorum.
Kendime hayranım güzel kadınım. Her şeyin en sıradanıyla ucuz olanıyla yaşayıp kadının en güzeli en tatlısı resmen sanat harikası ve kalitelisiyle sevişiyorum. Gül yapraklarını sakın yatağımızdan atma. Sevişirken çıplaklığına yapışmasını çok seviyorum.
Saat yedide geleceğim ve seni alıp hemen çıkacağım. Hazır ol.
Not
Geldiğimde seni o elbisenin içinde görür görmez yatağa atmaya çalışacağımı biliyorum bebeğim. Ne olur dizginle beni. Kendini gecenin sonuna sakla. Çakırkeyifken sevişmeye doyamıyorum sana."
Seviyorum onu. Onunla yaşadığım darlığı parasızlığı kısıtlı yaşamı çok seviyorum. O sevmeyi bilen kadını tanıyan ve kadına değer veren bir erkek.