Le Corbusier'nin Şehircilik'i 20. yüzyılın şehir tasavvurunda belirleyici rol oynayan ilk kapsamlı çalışması. Ünlü mimarın endüstri şehrini nasıl okuduğunu bu okumanın hangi paradigmayı meşrulaştırdığını görmek için Şehircilik doğru bir kaynak. Ne var ki metnin anlamı bundan ibaret değil özellikle bugünün okurunu ilgilendirecek başka bir boyutu var: Şehircilik aynı zamanda "ütopya" tarihinin önemli metinlerinden biri ve iki ütopya türünün "yazınsal ütopyalar" ile "mimari ütopyalar"ın buluştuğu yerde duruyor. Yazınsal ütopyalar mekansal model önerisini metinlerinin baş köşesine oturtur mimari ütopya ise kaçınılmaz bir zorunlulukla tasarımlarını toplumsal model önerisiyle bütünler. İşte Le Corbusier'nin metni tam da bu ortak alanda var oluyor hatta kimi kez yazınsal ütopyalara daha çok yaklaşıyor.
Şehircilik'in Türkiyeli okurlarının dikkatini çekecek noktalardan biri de İstanbul'a yapılan çok sayıda atıf olacaktır. Tüm ütopya yazarlarının kendi modellerini uzak ve gizemli coğrafyalarda bulmaları gibi Le Corbusier de aradığı şehrin pek çok özelliğini Şehircilik'i kaleme aldığı tarihe dek gittiği en uzak yer olan ve 20. yüzyıl başında henüz gizemini yitirmemiş İstanbul'da bulmak istiyor.
Le Corbusier'nin Şehircilik'i farklı okumalara açık bir metin. Anlamı sadece mimarlık bağlamıyla sınırlı olmayan bu metnin Türkçe yayımlanması yeni bir dilin taşıyıcılığında yeni okumaların ortaya çıkmasını sağlayacak.
Aykut Köksal