Gözlerimizin önünde Kabe'nin duvarı yarıldı ve Fatıma b. Esed içeriye girdi ve gözden kayboldu ve yarılan duvar tekrar birleşti. Biz koşarak Kabe'nin kapısına vardı ve kilidini açmaya çalıştık ancak açamadık. Bu esnada bu olayın sıradan bir olay olmadığını anladık. Dört gün sonra tekrar Kabe'nin yarılan yeri açıldı ve Fatıma binti Esed kucağında (nur topu gibi) bir çocukla dışarı çıktı. Mübarek adının konması hakkında da annesi şöyle diyor; "Ben oğlumun doğumundan sonra Kabe'den çıkmak istediğimde bir hatıf (gaybten gelen ses) şöyşle dedi: "Ey Fatıma! Bu bebeğin ismini Ali koy. Çünkü Aliyy'ül A'la (yücelerin yücesi) olan Allah Teala buyuruyor ki; 'Ben onun ismini kendi ismimden türettim edebilme onu edeplendirdim ve en derin bilgilerimi ona öğrettim. O putları benim evimde (Kabe'de) kıracaktır evimin üzerinde ezan okuyacaktır beni takdis ve temcit edecektir (büyültüp ululayacaktır.) Onu sevene ve ona uyana ne mutlu. Ona karşı gelip düşmanlık yapana ise yazıklar olsun.'