GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERDENİZ
Teslim olmam bu gecelere
dört koldan sarsa da beni İstanbul
dik çocuğuyum Anadolu'nun hala
inmiş de olsam bu kalleş şehre
kanatlarıma değmez pusulardan gelen rüzgarlar
biz seher yeliyle büyüdük
içimize çeke çeke
yaylaların bin bir çiçeğine değdi ayaklarımız
yüzümüz Karadeniz'e
savaşı da biliriz barışı da
güneşin doğduğu yerdeniz kısaca.
Dertlenmeyi de bilirim dostun derdiyle
Osmanlı tokadını da yeri geldiğinde
ne ağaca kıyabilir kelebek kanadı narinliğinde kalbim
ne de yarin saçının bir teline
biz yürekten severiz sevdiğimizde
mezara kadar
yumruklarımız hep sıkılıdır
düşene kadar.
Secde etmem zulmün önünde
alınacaksa da başım
ışığı yüreğimdedir çünkü öndeki her yoldaşın
yüzüne tükürürüm namussuzun kalemimle
ağıtlar yakılmasın yeniden diye ülkeme.
(...)