Bembeyaz kar yağıyordu sokakları kırmızıya boyayan kan göllerinin üstüne ve bu kar taneleri bir kefenin kanlı bir bedeni sarması gibi sarıyordu her yeri. Gökyüzü her ne kadar elinden geleni yapsa da hiçbir mevsimin karı örtemeyecekti kanlı ceset yığınlarını ve hiçbir mevsimin yağmuru yıkayamacaktı toprağa işleyen kanın kızıllığını.
"Neden? ve Ne İçin?" soruları hep cevapsız kalıyordu. Sabahın köründe nedensiz yere bir keyif uğruna öldürülen kaç ceset daha bulunacaktı kaldırımların üstünde.
İpek iplere bağlanan muskalar vardı bütün çocukların boynunda. Kuşlarla yarışırken "çirkin yürekli" insanların kazdıkları mayınlarla dolu çukurlara düşen taptaze bedenler. Uçurtma peşinde koşarken uçurumlara yuvarlanan günahsızlar. Kimselerin görmediği kimselerin duymadığı ve ardında bıraktığı bir çift ayakkabıyla kaybolan çocuklar.
İnsanlara insanlığa fazla gelen acılar çektik. Bedenlerin taşıyamayacağı günahlar işledik. Hiçbirimiz bu olanları hak etmemiştik.
Şimdi... Ben bir şeyler yapmazsam sen bir şeyler yapmazsan o bir şeyler yapmazsa kim durduracak çocukların gözlerinden umudun ışığını çalan insanları...
Mahapa KARLİN