Mektuplar Spinoza'nın felsefi üretkenliğinin tüm evrelerine yayıldığından okura öncelikle onun düşüncesinin ve yönteminin gelişimini sunarlar. Spinoza'nın hiçbir eseri bu yazışmalarda sadece dostlarla değil hasımlarla da gerçekleşen fikrî alışverişten bağımsız değildir. Ama mektuplarda karşımıza felsefesini daha iyi anlamamıza yardımcı olan bir filozof çıkmaz yalnızca; gündelik kaygılarla meşgul dostlarının yolladığı gül reçeline veya yerli biraya sevinen yeri geldiğinde mizahtan ve nadir de olsa alaydan kaçınmayan tekil ve sonlu bir varlık da çıkar. Bunu sağlayan şey yazınsal tür olarak mektubun son hali verilmiş eserler karşısında sahip olduğu dinamizmdir. Yazarı çoktan aramızdan ayrılmış olsa bile onu şimdi ve burada duyumsatabilme gücüdür. Mektuplar tamamlanmış eserin gizlediğini felsefi sorunsallaştırma ve kavramsallaştırmanın kökenindeki iletişimi açığa çıkarır. Bu nedenle Spinoza sadece bir zamanlar yazıştığı kişilerle değil tüm okurlarıyla da diyalog içindedir.