Her yer inşaat her yer şantiye... Bu kadar çok inşaat kimisini hayrete dehşete düşürür kimisinde de hayranlık uyandırır. 2003 sonrasında seçmenleri dev şantiyelerin etkilediğinden emin olabilirsiniz. Gökdelenler villalar korunaklı siteler duble yollar havaalanları terminaller tüneller Marmaray metrobüs içinde adalet olmayan adalet sarayları Ankara'da bakanlık binaları kaç milyara mal olduğu bilinmeyen RTE'nin kaçak sarayı...
Bütün bunları büyüme gelişme iş bilme iş bitirme itibar sembolü olarak gören hatırı sayılır bir seçmen kitlesi olduğundan emin olabilirsiniz. Yoksa AKP oyları yüzde 30'lardan yüzde 50'lerin eşiğine nasıl gelirdi?
Son yıllarımızın ana teması oldu inşaat. Yüzyılın ayaklanması Gezi'nin bile fitili inşaattan Gezi Parkı'na AVM dikme sevdasından ateş almadı mı?
İnşaat deyince RTE'nin gözleri parlıyor. Adeta bir inşaat tutkunu. İnşaat ile partisini büyüttüğü inşaatı AKP'nin bir "inşaat iskelesi" gibi kullandığı biliniyor. TOKİ ona bağlanan Emlak Konut onunla işbirliği yapan Ağaoğlu benzeri figürler ve onlardan sağlanan "bağışlar" la güçlendirilen parti ve AK faşizmin tırmanışı...
Her inşaatı diktikçe değirmenin suyu nereden geliyor ve daha ne kadar gelir sorusunu sormadan sordurmadan yükselen inşaatlarla birlikte faşizan otoriter bir rejimin inşasını da sürdürdüler.
Ama her çıkışın bir inişi de var. O iniş Haziran isyanı ile başladı ne kadar ayak diretse de iniş sürüyor.
Bu kitabın teması da inşaat ile tırmanan AK Faşizmin yine inşaat ile nasıl aşağı doğru gittiği üstüne...