Bir toplumun devlet yapısı ve yaşadığı siyasi gelişmeleri doğru anlamanın temel koşullarından biri o toplumun yapısal unsurlarının ayrıntılı bir şekilde tanınmasıdır. Devlet bir hükûmet biçimi olarak zamanla değişebilir. Ancak toplumsal yapıdaki değişim daha uzun bir zamanda mümkündür. Bu nedenle yüzlerce yıl önceden var olan toplumsal özellikler günümüzde de sürdürülmeye devam edebilir. Siyasi yönetimlerin dayandığı iddia edilen yeni siyasi ilkeler ancak toplumdaki temel algılar ölçüsünde hedeflenen başarıya ulaşabilir. Bu nedenle toplumsal yapıyı kültürel yapı gelenekler ve tabii üretim ilişkileri olarak anlamak gerekir.
Türk toplumunu anlamaya çalışan aydınlarımızın bir kısmı çoğu zaman modern toplumun Avrupa'daki oluşum sürecinin etkisine kapılırlar ve aynısını kendi toplumsal yapımızda görmek isterler. Oysa her toplumun kendine özgü ana karakterleri vardır. Bu nedenle bir toplumsal yapı hakkında anlamlı ve ikna edici yargıya varmak için o toplumun temel bileşenlerini dikkatli irdelemek gerekir. Bu da tarih ve sosyoloji ile desteklenen ama siyasi karar alıcıların hukuk alanına yansıyan iradeleri ile toplumsal yapının etkileşimini gerçekçi bir gözle değerlendirmekle mümkün olabilir.