Acaba o talihli kişi o nazlı meleğin değerini biliyor muydu? Acaba her sabah uyanır uyanmaz o asil meleğin taze ipek tenini öpebilmek o fevkalade güzelliği öpe öpe uyandırabilmek için erkenden kalkıyor muydu? Ya da uyurken onun masum yüzüne vuran ilk şanslı ışıkların bu kimbilir hangi büyük meleğin gözyaşlarıyla tertemiz yıkadığı taze yüzün kıvrımlarında çılgınca raksını seyrettiğinde aklına mukayyet olabiliyor muydu? O muhteşem varlığın ancak meleklere has her halini gördüğünde tüm bu saf mutluluğa kalbi nasıl dayanıyordu?