Yaşadığımız coğrafyanın yakın tarihi; kelimelerle savaşın kelimeler için savaşın tarihidir aynı zamanda... Onca yıkım tehcîr ve asimilasyon bir halkın kelimelerini susturmak kavramlarını boğmak için gerçekleştirildi. Sözcüklerden çekindiler; hezeyanlarla yüklü teoriler geliştirdiler. Bir halkın hafızasını yok saydılar... Ninnilerden masallardan bile endişe duydular; küçümen çocuklara karabasan yaşattılar. Türkülere ezgilere kulak tıkadılar; düğünleri mâteme çevirdiler. Terimlere mefhûmlara anlatılara geçit vermediler; gencecik bedenleri şiddet sarmalına sürüklediler. Korktular... Sesin sese değmesinden rüyaların başka ifadelerle yorumlanmasından Allah'ın ayetlerinden bir "ayet" olan Kürtçenin kendi kültür ikliminde yoğrulmasından rahatsız oldular. "Kürtçe düşünen; fakat Türkçe konuşan bilgeler"in varlığı travmalarla yüklü tarihsel bir kesitin yansımasıdır. Zarif ve estetik formda bir yansıması... Yazar Nesip Hiçyılmaz bizleri İslam kültür mirasından devşirerek oluşturduğu düşünsel bir yolculuğa eşlik etmeye çağırıyor.