Kant'ın tanıtlamaları sıradan bilincin olağan tasım işlevleridirler her içeriğe eşit ölçüde açık olarak herhangi bir yöntemsel karakter göstermezler. Bu seçme özgürlüğü içinde Eleştirel Felsefe Realiteyi bilginin alanından dışlar ve Fenomenin öznelliği içine yerleşerek yalnızca bilincin kendisinin bilginin nesnesi olabileceğini savunur. Yine eğer Kant'ın felsefesini düzeltmeden alırsak insan için olanaklı olan yalnızca fenomenal bir 'bilim' bilginin yerini alan inancın temelinde fenomenal bir ahlak ve törellik ve kişisel-öznel beğeniler temelinde fenomenal bir estetiktir. Özellikle 'aşkın/transzendent' olanla ilgilenmeyen felsefesine keyfi olarak ve paradoksal olarak 'Aşkınsal/Transzendental Felsefe' adını veren Kant kuşkucu eğilimi ile Aufklärung filozofları arasında bir onur yeri doldurdu. Tüm zamanlarda kendisini dinlemeye ve izlemeye hazır eşit ölçüde kuşkucu eğilimli geniş bir bilinç alanının duygudaşlığını kazandı. Kişisel olarak bir nihilist olmasa da "insanın yamuk tahtasından düzgün hiçbirşey yapılamaz" diyordu.