Bu çalışma farklı zamanlarda yazdığımız makalelerin bir araya getirilmesi ile ortaya çıktı. Makaleler gözden geçirilerek ekleme ve çıkarmalar yapıldı. Böylece başlangıçtan son dönem divan şairlerine kadar geniş bir yelpazede aşk kavramının izi sürüldü.
Kâinatın yaratılışını aşka bağlayan bir anlayışın mensubu olan divan şairleri âşık olmasalar bile şiirlerinde öyle görünmek isterler. Bu sebeple divanlarda aşk konulu gazellerin önemli bir yer tuttuğu görülür.
Şairler gelenek çerçevesinde aşktan aşkın acı ve ıstıraplarından sevgilinin acımasızlığından taş kalpliliğinden ve vefasızlığından yakınmışlardır. Zaman zaman aşk mecazî gibi görünse de kast edilenin ilahi aşk olduğu dile getirilmiştir. Şiirlerde işlenen aşkın mecazî mi hakikî mi olduğu hususunda tereddütler yaşanabilir.
Bu çalışmada aşk kavramının doğuşu İslam düşüncesi içinde algılanışı ve zamanla edebiyatımızda kazandığı mana zenginliği üzerinde durulmuş; her yüzyılın temsilcisi olabilecek şairlerin aşka dair düşünceleri ayrıntılı olarak işlenmiş aşk redifli gazellere yer verilmiştir.