Şiirimin içinden geçen en hüzünlü vapur bu
Mevsim ağustos
Saat denen soysuz deniz kenarı.
Kuşlar sallıyor bir mendil gibi hüznün ardından
Yolunu şaşırmış pasaklı kanatlarını.
Toz içinde gökyüzü.
Bu şiirimin içine sığınan kir içinde ilk mavi.
Denizin çocuğu olunca şair
Uğramaz şiirlerine tren.
Mevsim ağustos
Saat denen şırfıntı yıldızların altında tutmuş köşe başını.
Bir derdi var belli ki
Yoksa neden ötsün hiç durmadan baykuş kuşu?
İnsanlar tedirgin hep duyduğundan
Korkak ve batıl bir karanlığa hapsetmiş onlar kendini
Ve bu şiirimin içinden geçen ilk tren belli ki.
Sevmek ve sevilmekten ibaretse hayat denen azlığın anlamlısı
Şiirlerime sızar öbek öbek karamsarlık.
Dedim ya mevsim ağustos
Saat bir gecelik sevişmeler kadar soysuz.
Şiirler var şiirler çok her adımı bir şair bu ülkenin.
Şiirler içinde barınan kadınlar şairleri kadar yalan aşklar reklam.
Türlü sevişmeler birikiyor
Bir yatağın fıstık yeşili çarşafı üzerinde
O yatakta değişiyor her gece oyuncular.
Görüyorum ki özgürlükle karıştırıyor kiri pası ahlaksızlığı
Kadın
Erkek
İnsan.
Bu şiirimin içinde yeşillenen ilk isyan.