İslâmcılık dünden bugüne beşerî bilimlerin merkezinde yer alan en tartışmalı konulardan biri olmuştur. Ancak konuya ilişkin çalışmaların neredeyse tamamının İslâm'ın siyasallaşması olarak ele aldıkları İslâmcılığı; siyasal anlamda salt bir ideolojiyle tarihsel anlamda ise bir akım olarak ortaya çıktığı dönemle sınırlayan bir yaklaşım içerisinde oldukları görülür.
Muhittin Bilge bu çalışmasında sadece bir ideolojiye indirgenemeyeceğini vurguladığı İslâmcılığı birbiriyle irtibatlandırdığı üç boyutta ele almakta; İslâmcılığın bir akım olarak tezahür ettiği dönemle sınırlı tutulmasının yanlışlığına dikkat çekerek onun bir olgu olarak neredeyse İslâm tarihiyle yaşıt bir mahiyeti içkin olduğunu oldukça sağlam temellendirmelerle ortaya koymaya çalışmaktadır.
Bu çalışmanın bir başka özelliği ise; bugüne kadar İslâmcılık üzerine çalışan insanların kahir ekseriyetle üzerinde ittifak ettikleri "İslâmcılığın modernliğin ürünü olduğu" görüşünün yazar tarafından tartışmaya açılarak eleştiriye tâbi tutulmasıdır.
Tüm bu mülahazalarla İslâmcılık meselesini alışılagelmiş klişeler dışında ele alan bu çalışmanın sadece teoloji ve beşerî bilimlerle ilgili araştırmacılar değil konuya ilgi duyan bütün okurlar için yeni ufuklar ve tartışmalar ortaya koyacak bir özgünlüğe sahip olduğunu belirtmek gerekmektedir.