Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir ülke olduğu senelerce çeşitli şekillerde vurgulanmıştır. Bu algıya dayanarak "zor coğrafya" dayatması demokrasi tartışmasından ifade özgürlüğüne insan haklarından seçim barajına dek bir çok konuda siyaseti ve sivil talepleri suskunlaştırmış; "güçlü devlet" argümanını pekiştirmiştir. Bu sadece resmi siyasi söylemde değil gündelik pratiklerde de ortaya çıkan bir varsayımdır. Türkiye'nin bir "köprü" ya da "merkez" ülke olduğu Kıbrıs'ın Türkiye'nin "yavru"su olduğu gibi coğrafi kategoriler sürekli karşılaştığımız ve yeniden ürettiğimiz kalıplar ve tahayyüller haline gelmiştir. Türkiye Dünyanın Neresinde? Hayali Coğrafyalar ve Çarpışan Anlatılar Türkiye'de hâkim olan coğrafi kalıplara eleştirel jeopolitik yaklaşımıyla bakan bir ilk çalışma niteliğinde. Kitaptaki makaleler coğrafi kategorilerin siyasi ve tarihsel olarak formel pratik ve popüler jeopolitik söylemlerde nasıl yeniden üretildiğine bakıyor; bunun sonucu olarak birbiriyle örtüşen ve çatışan durumların nasıl oluştuğunu inceliyor. Bu çalışma devlet ordu dış politika söylemleri okul kitapları ile film ve roman gibi popüler kültür ürünlerinde coğrafi algı kalıplarının nasıl "jeopolitik dogma"lara dönüştüğünü gösteriyor. Genel olarak askeri nedenler ve güvenlik endişeleriyle oluşan bu dogmaların jeopolitik karşısında siyaseti sınırlandırdığı öne sürülürken sınırlanan siyasete eleştirel jeopolitik yaklaşımıyla yeni bir alan açılması hedefleniyor.