Evinde garip bir biçimde ölen yaşlı şairin sırrını çözme görevi mavi saçlı polis komiseri Kaan'a verildiğinde insanlığın tehlike altında olduğu bilinemezdi.
İstanbul'un karmaşık ve akıl dışı atmosferinde birbirini acımasızca öldüren insanların beyinlerine 140 karakteri geçmeyecek şekilde dizayn edilmiş mısralara dönüşen bir gizil güç mü etki ediyordu?
Bunların arkasında basit bir cinayet trendi mi yoksa bilimin insan topluluklarına politik gündemleri kabul ettirme amacıyla kullanılması mı var?
Yoksa çok gelişmiş teknolojiler biz farkında olmadan insanların üzerinde deneniyor olabilir mi?
Komiser Kaan Bigeran'ı henüz yeni tanımaya mı başlıyordu?
İlk baskısı 2007 yılında yapılan ve Burak Turna'nın beğenilen kitapları arasında yer alan Bigeran gözden geçirilip yeniden yorumlanmış hikayesiyle Polisiye severlerin mutlaka okuması gereken bir kitap...