Başak Kızıltan Aşkta ikinci şansa olan inancınızı tazeliyor. Bir kadını yanlız zaman ve yaşadıkları şekillendirir... Bazen geçmişe yapılan ufacık bir yolculuk alınan yolun en iyi özetidir. Buse; düğününe sayılı günler kala giriştiği geçmiş muhasebesiyle yüzleşirken geleceğinin ona neler getireceğinden henüz habersizdir. Hayata umutlu gözlerle bakan bir genç kızken; kanatları kırılarak aldığı yolda yaralı bir yüreğe dönüşeceğinden de... Öyle bir yolda yürüyecek ki üstelik sahip olduğu mucize yaşadığı onca burukluğu sineye çekmeye yetecek. Yaralarını sarmak için çıktığı yol ise onu Göcek'e Berke'ye getirecek. Buse ve Berke... İki yorgun aşk savaşçısı... İkisi de aşktan payına düşen acıyı yüklenmiş ikisi de ürkek iki yürek... Buselik... Tadı adında saklı naif bir aşk hikayesi... "Gün ışımaya başlar ve belki de ilk kez güneşin doğduğuna lanet sizi ayıran o sabaha isyan edersin. Ve sessizce kalkıp yanağına bir öpücük kondurup "Ben gidiyorum" dersin. Beklersin ki doğrulsun o da seni öpsün. Ama o sadece "Git" der gözünü bile açmadan kulaklarında çınlar "Git! Git! Git!"