Sibirya'dan çöllere Hindistan'dan Birmanya'ya Burma'dan Guyan'a kadar uzanan tarifi imkânsız bir hayat... Çoğu bedenlerine büyük gelen yamalı kaputları giyip silâh kuşandıklarında henüz hayatlarının baharını yaşamaktaydılar. Bazıları için ne savaş ne de esaret bitiyordu. Balkan Savaşı'nda esir olanların bu defa Birinci Dünya Savaşı'nda tekrar esareti yaşadığı görülmüştü. Millî Mücadele'de esir düşenlerin içinde Harb-i Umumi'de yani Birinci Dünya Savaşı'nda da esareti görenler vardı. Kaputsuz ve çıplak ayakla Sarıkamış ve Sibirya'da esarete yürümüşlerdi...
Arapyan Hanı ya da Bekirağa Bölüğü'nde esaretin Malta seferini bekleyenler...
Artık kendilerini unutan bir neslin bugün her şeye rağmen bağımsız olarak yaşaması için dün kanını döküp canını veren şerefli asi nefer ve kumandanların destanlaşan hayatları...
Esir kampları ülkemizde bu alada yayınlanan en geniş ve ilk eser olma özelliğini taşımaktadır.