Bir akşamüzeri yaşadığı gizemli bir olaydan sonra yazmaya karar veren Damla bize kendisini ailesini ve okul arkadaşlarını günlüğü vasıtasıyla tanıtıyor. Bu günlükte bir genç kızın ruhunda kopan fırtınalara iç dünyasındaki hesaplaşmalara tanık oluyoruz. Birkaç cümlelik de olsa Damla'ya kulak verelim:
"Herkes bir şekilde içindeki sesi susturmak için kendini dışarı atıyor. Biliyorlar çünkü kendi içlerine dönseler üşüyecekler. Çünkü hepimizin yüzünde bir yara var saçımızla kapatmaya çalıştığımız. Kapatmayı beceriyoruz da. Kafamızdaki binbir türlü karşıt fikirlerle ağız dalaşı yaparken aslında mutluyuz. Mutluyuz çünkü üzerini çok güzel örtmüşüz. Ama bir türlü ısıtamamışız kalbimizi. Şimdi ne yapsak nafile... Bu yüzden o kızlar gibi olmamaya karar verdim. Hani ufacık şeyde depresyona girip kendini dışarı atanlar gibi... Kendi yarana kabuk bağlayamıyorsan dışarıda mikroptan başka ne bulaşır ki sana?"