Yüreğindeki evlat özlemiyle yanıp tutuşan bir kadının kedere gark oluş hikâyesi...
Sabır ve metaneti duygularına katık eden biçare kocasının ise elinden hiçbir şey gelmiyordu. Sümeyye'nin günbegün tükenişine ve neredeyse saplantı hâline gelen akla zarar fikre ziyan gelgitlerine seyirci olmak eritiyordu adam yüreğini.
Sümeyye ölü doğmuş ve hatta doğmasına izin verilmemiş tüm bebekleri görüyordu düşlerinde. Hepsinin saçlarını okşarken avaz avaz feryat ediyordu: "Seni melekler getirsin!"
Sadece ve sadece anne olabilmekti dileği. Ne cenneti istiyordu ayaklarının altında ne de Araf'ta kalmak sonsuza değin. Azrail'den bir parça daha izin istiyordu ömrü yetsin ve içine çektiği son nefes bebek kokusu olsun diye.
Sonrasında ölebilirdi.
Sinan YAĞMUR Ön sözüyle...