"Felsefe bizde nevzuhur bir ilim olsaydı ıstılahlarını (terimlerini) vaz etmek o kadar müşkil bir iş olmaz; birkaç muallimin her kelimeye karşılık bulmakta ittifak ederek talebe arasında neşr u tamim etmeleri kafi gelirdi. Fakat işin nazik ciheti felsefenin sadece garbı bilinlerimizce meçhul olduğu halde 'ulûm-ı arabiye' denilen ilimlerle iştigal edenlerimizce -medrese dersleri meyanında bu asra kadar intikal etmiş epeyce parlak bir mazisinin olması ve her iki tarafın birdiğerinden haberdar olmaksızın çalışmasından dolayı ileride içinden çıkılmaz kargaşılıklara yol açılmak korkusudur.
...
Binaenaleyh bir mevzuya ait Fransızca bir ıstılahın karşılığını ararken; I. Daima o mebhasin bizdeki şekline de bakmak ve kadîmden beri bizde ne gibi lafızların ıstılah olduğuna dikkatle göz atmak ve iki taraftaki mânalar denk ise eski tabiri tereddütsüz kabul etmek 2. Arada bir fark hasıl olmuş ise o farkı gözeterek yine mevzuya münasip cüzî değişiklikler ile işi halletmek lazımdır. Bu ise hayli tetebbu ve meşakkate mal olacak uzun bir cehdin mahsulü olabilir."
Babanzâde Ahmet Naim 1915