"Başladığım günden beri saf lirik şiir yazıyorum. Saf anlamda bir lirizmin şiirin tamamını oluşturmaya yetmediğini düşünüyorum. Bu düşüncem özellikle II. Yeni şairlerinin 1960'larda ve İsmet Özel ve Cahit Zarifoğlu'dan daha sonra yazdığı neo-epik şiirlerde temelini bulur. Neo-epik şiir bir yanıyla saf lirizmden ciddi bir kopuştur. Öte tarafta bu şiir akılla yazılan veya izlekçi dizgeci bir şiir de değildir. Aklın sağladığı çağdaşlık yani ironi ya da mesafe; şiirin göreneksel ritmi tınısı ya da hızı çerçevesine sığdırılabilirse neo-epik şiir karşımızdadır. Akılla yazılmaz ve akılla okunmaz; ama neo-epik şiirin hem yazılması hem de okunması akılla beslenir ve akıl besler..."