*1994-1995 yıllarında bu ülkenin gencecik evlatları
ülkenin elden çıkan bir kısım topraklarını tekrar geri almak için
alan hâkimiyeti uğruna toprağa düştü. Alana hâkim olmuştuk.
Bunu sağlamak için sadece o dönemde yüzlerce şehit verdik.
Aradan 20 yıl geçtikten sonra bugün gelinen nokta da
Güneydoğu'da alan hâkimiyeti yeniden bölücü terör örgütünün eline geçti.
* "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözleri çok zor koşullarda milli mücadeleyi veren ve
kurtuluş savaşını yapan cumhuriyet kuşağını kutlamak amacıyla ve geleceğe daha da
güvenle bakılması için söylenmiş sözlerdir.
Bu sözlerden bir ırkın bir başka ırkı ezmesi ve tahakkümü altına alması anlamı çıkarılamaz.
*Güneydoğu'yu tekrar PKK'nın kontrolüne terk edenler ve
buna göz yumanlar için ancak şu sözler söylenebilir:
"Bu bölgede göğsüne taktığı gülleri yurduna bahar yapan
toprağa düşmüş Mehmetçiğin ve Türk Milletinin kan hakkı boynunuzdadır."
*Terörle mücadele azim ve kararlılığında olan bir devlet bir taraftan bölücü terör örgütüyle
mücadeleye devam ederek onun bertaraf edilmesini ve tasfiyesini sağlayan
diğer taraftan da ortaya koyduğu çözüm projesini belirlenen hedeflere başarıyla ulaştıran devlettir.
*Türkiye'nin bulunduğu kritik coğrafyada güçlü bir ülke olmasının engellenmesi için
mütecavizin başvuracağı öncelikli ve en etkili metot psikolojik savaştır.
*Türkiye'de anarşi ve terör ortamının hiç bitmemesi ülkenin derin ve köklü psikolojik
harekâta maruz kalması sonucu mağlup olduğuna delalet eder.
*Bu siyasal ve ideolojik karanlık içinde yapılması gereken şey
Türkiye'de tüm etnik toplulukları kucaklayan 'yurttaşlık bilinci'nin
geliştirilmesi ve bu bilincin yerleştirilmesi olmalıdır.