Ali Muzaffer'in "Kitab-ı Matbuat-ı Osmaniyenin dibâce-i iftiharı Ahmet Mithat Efendi'dir." cümlesindeki mukaddime önsöz ya da başlangıç anlamına gelen "dibâce" kelimesi mübalağalı olmaktan daha çok bir gerçeği ifade etmektedir. Matbaa kurması ve işletmesi her alanda sayısız kitap ve risale neşretmesi ve Osmanlı toplumunu okumaya alıştırması gibi büyük emekleri düşünülünce Ahmet Mithat Efendi'nin Osmanlı yazı hayatını içeren bir kitabın önsözü olarak nitelendirilmesi hiç de abartı olarak algılanmaz. Ahmet Mithat Efendi Osmanlı İmparatorluğu'nun hayat hikâyesinin yeniden yazıldığı bir devre aittir. Tanzimat ile başlayan modernleşme hareketlerinin getirdiği otorite boşluğu ve kargaşa ortamı içerisinde Ahmet Mithat Efendi gerek gazete yazıları gerek edebi eserleriyle bu sürecin daha az hasarla atlatılmasına yardımcı olmuş ve bir anlamda boşluğu dolduran bir baba rolü üstlenmiştir. Bu tespit Ahmet Mithat Efendi'den bahsedilirken kullanılan "Efendi Babamız" tabirinin ne kadar doğru olduğunu da göstermektedir. Salim Çonoğlu; Türk Edebiyatında hayatı ve eserleri arasındaki ilişkinin en belirgin olduğu yazarlardan Ahmet Mithat Efendi'nin ürettiği metinlerle kendi hayatı arasındaki yoğun geçişlilikleri göstererek onun hayatına kendi eserlerinin penceresinden bakmamızı sağlıyor.