Umutlarımız vardı ve de hayallerimiz. Önce kitap yazmayı düşündük ama vazgeçtik. Yaşamayı seçtik. Yaşayabilirsek gerçeğe dönüşmüş hayallerimiz olur ve onları daha sonra yazarız diye düşündük. Elimizde çok fazla bir şey yoktu. Eski bir bina yeteri kadar öğrenci sıra dışı bir müdür ve hayallerimiz. Yola çıktığımızda çevremizde bize yardım edecek insanlar olacağını sanıyorduk. Yanılmışız. Kendimizden ve ara ara yardım eden üç beş arkadaştan başka kimse omuz vermedi çabalarımıza. Bir devlet okulunda alışılmışın dışında yapacağımız her faaliyet ayrı bir emek gerektiriyordu. Üstelik bunu yalnız başımıza yapmak zorundaydık. Oysa eskiden insanlarla beraber bir şeyler yapmayı çok düşünürdük. Olmadı. Vazgeçtik. Demek ki kendi başımıza yapacaktık ne yapacaksak. Bakırköy'de bir sınıfla ve birkaç kişiyle çıktık yola. Amacımız eğitimden bahsetmek değil eğitimi bizzat hayata geçirmekti. Üç yıl boyunca "C Sınıfı" adını verdiğimiz eğitim yuvamızda yaptığımız faaliyetler hayallerimizi bile aştı. Sonunda hayal ettiğimiz güzel davranışlar öğrencilerde tek tek hayata geçmeye başladı. Üç yılın sonunda herkes mutlu vicdanen rahat ve görevini yerine getirmiş olmaktan dolayı gururluydu. "C Sınıfı'ndan" birçok öğrenci üniversiteyi kazanmış ve gelecekte onlar için öngörülen görevlere hazırlanmak amacıyla yola düşmüşlerdi. Yaşanmış hayallerimiz vardı. O halde kitabını yazmaya başlayabilirdik. Yaşadık; sonra da yazdık. Bu kitapta yaşanması imkânsız hayaller değil bir zamanlar hayal olan yaşanmışlıklar var. Öyleyse buyurun "C Sınıfının" maceralarına...