Andrey Bitov çağdaş Rus edebiyatının dönüm noktalarından biri olan Puşkin Evi romanında klasik Rus edebiyatının temel eserlerinden yola çıkarak "Puşkin'in yarattığı Rus edebiyatı nedir?" fikrinin özünü sorguluyor. Rusya'da postmodern romanın ilk örneği olarak bilinen Puşkin Evi yıllarca ülkesinde yasaklıydı.
Genç filolog Leva Odoyevtsev'in Puşkin Evi adıyla anılan Rus Edebiyat Enstitüsü'nde görevli olarak nöbete kaldığı bir Ekim Devrimi kutlaması gününü merkeze alan roman onun yaşamöyküsüyle birlikte polisiye bir 20. Yüzyıl Rusya Tarihi gibi gelişir. Votka düello tütün ve edebiyattan aşka bürokrasiden antisemitizme dek bolca entelektüel tartışma...
"Puşkin Evi parlak dizginsiz cesur bir roman... Leningrad denen şehri canlı ve simge yüklü bir varlığa dönüştürüyor ve yaşanan olayları başdöndürücü metaforlarla yerle bir ediyor... Neresinden bakarsanız bakın; küçük sürprizler kristal gibi çoğalıyor." John Updike New Yorker
"Ateşli bir zekânın ürünü... Bu eser en çok Dostoyevski'yi getiriyor akla." New York Times Book Review
"Bitov'un sıradan sebep sonuç fikirlerine yaklaşımlarla ilgili betimlemeleri genellikle çarpıcı bize Andrey Belıy Nabokov ve Yuri Oleşa'yı hatırlatan imgeler kuruyor... Puşkin Evi sık sık Sterne'ün Tristam Shandy'sini getiriyor akla..." Nation
"Bitov'un romanı anlatım ve deneyimler açısından Pasternak'ın romanı kadar zengin ve yüksek bir sanatsal başarı."
Wasington Post