Sıra makyajdaydı. Tüm bunlar otomatik olarak devam ederken Sarah Hugo ile ilgili kendi içine doğru zorlu bir yolculuk yapıyordu. 'Gözaltına aydınlatıcı sür; onun bana yaklaşmasına neden izin vermiyorum? Allık sür; iyi arkadaş olabilecekken onunla konuşurken neden içim pır pır ediyor? Rimeli sür; ona karşı koymak içimi rahatlatacağına neden yıpratıyor huysuzlaştırıyor beni? Ruju sür; neden ona herkese davrandığım gibi davranamıyorum? Makyajı kontrol et; hayatını sürekli kontrol altında tutamazsın Sarah!'
Genç kızların rüyalarını gerçeğe dönüştüren düğün organizatörü Sarah ve ekibindeki kızlar; yani üç güzel ama yalnız kadın... Aşkın zorlu yollarından geçmiş hüznü yenilgiyi kalp kırıklıklarını ve acı hatıralarını makyaj çantasına koymuş hiç yanından ayırmayan kadınlar...
Aşk nerede başlar nerede biter; yaşam hep sürprizlerle mi doludur böyle? Beyaz atlı prensler düğünlerde aniden insanın karşısına çıkarlar mı hem de en umutsuz anlarda?
'Şimdi gözlerimizi kapatalım kızlar. Bırakalım kendimizi suyun yüzüne sırt üstü. Aşkın tüm bedenimizi kuşatmasına izin verelim. Bir kez olsun gözlerinin içine bakalım ve "Seni sevmekten korkmuyorum!" diyelim. Haydi... Mevsim üstelik tam da düğün mevsimiyken...'