Biz yaşlanmadığımızı bilerek yaşlanıyoruz: ne i\ i ne iyi öfkenin bağrı yanık örtüsü silkeleniyor (ilkemden çardağından geçiyorum küfrün ve şükrün ve el-yekûn katmanlarından dibe doğru ellerimi çırparak ellerimi çıldırtarak ellerimi uzatıyorum yeryüzü panosuna ellerimi uzatıyorum yüzyılların anısına bir adam her gün bir hayalin başında ağlayacak bir adam her gün sağ kalacak puslu gürültülerden güdülmüş gündüzlerden bir şe\ kalmaz: beni göğsünde kim uyutacak