Ben alkolle temizlenmiş konferans salonlarında "günümüz Müslümanlarının sorunsalı" üzerine konuşma yapıp insanları irşad (!) ettikten sonra lüks jipine binip evine giden kanaat önderlerinden biri değilim.
Yahut kan ağlayan Müslüman coğrafyası için iki çift laf etmezken televizyonda şuh sunucuların dizi dibinde "sigara haramdır" fetvası basan hocalardan biri de değilim.
Veyahut manita tavlamak için "ey sevgili benimle aynı seccadeye baş koyar mısın?" diye serenad döktürüp "saf" kızları avlayan İslâmcı sevgi pıtırcıklarından biri de değilim.
İnsanlara bir şey vaadetmiyorum. Kitabımda tozpembe bir dünyanın tasvirini yapmıyorum.
Mâliki olmadığım fikrin sahibiymiş gibi görünmekten ve bunu pazarlamaktan Allah'a sığınırım. Belki eksik bir insanım. Muhatab olduğum dünya görüşünü lâyıkıyla taşıyan bir nefer olmanın hakkını tam veremiyorum belki. Fakat en azından bilmediğimi biliyor ve öğrenmediklerimin yapamadıklarımın ıstırabını duymaya çalışıyorum. Ve hepsinden önemlisi; bildiklerimle ve öğrendiklerimle amel etmeye çalışıyorum.
Malcolm X'in dediği gibi: "Tek referansım samimiyetimdir..."