Geçen gün rastladığım biri bana ne işle uğraştığımı sordu. Gerçekten günümün çoğunu nasıl geçirdiğimi bilmek istiyordu ve ben de açık davrandım: "Benim işim toplantılara katılmak; hem de kötü toplantılara."
Bu duruma nasıl geldiğimizi bilemiyorum. Her gün olmasına izin verdiğimiz birbiri ardına düzenlenen ve şirketlerimizi sessizce kemiren sıradan toplantılar... Giderek alıştığımız uzun sıkıcı ve açık bir amacı bulunmayan toplantılar ve belki de daha iyi alternatiflerin geri planda solup gittiği şüphesi...
Bir anlık da olsa uykumuzdan uyanıp dikkatle bakarsak göreceğiz ki inkâr edemeyeceğimiz iki unsur söz konusu:
1. Çok fazla toplantı yapıyoruz.
2. Çok fazla verimsiz toplantı yapıyoruz.
Basit bir taktik değişikliği ile sıradan toplantılar yok edilebilirse projelerin hazırlandığı kararların alındığı ve görevlerin yerine getirildiği yolu açabiliriz. Eğer istersek toplantıları tekrar tanımlayabilir ve ana işlerimiz olan yaratma ve koordinasyona geri dönebiliriz. Fakat bu kararı biz vermeliyiz. Bu tamamen ve sadece bize bağlıdır.
Şimdi bu manifestoyla ayağa kalkıp gerçeklerle yüzleşme zamanı!