" Zelzele-i hun ki kalb u canımda müteessirim ey yâr! Tecelliyât-ı şavk-ı cemalin perdesiz serraz ey yâr! " Mustafa Feriha'ya ilk görüşte âşık olur ve aşkını bir türlü açıklayamaz. Bir görüşte indine düşen bu sevda ateşiyle yanıp tutuşur... Feriha'yı her gördüğünde ve Feriha her aklına geldiğinde; Feriha'nın kendisinde oluşturduğu tesiri ve onunla ilgili düşüncelerini küçük kara kaplı deftere bir gün Feriha'ya vermek ümidiyle yazmaya başlar... Araya uzun bir zaman girer ve Mustafa defteri Feriha'ya verme fırsatı bulamaz. Mustafa üniversiteye başladıktan birkaç ay sonra kara kaplı defteri temize çekip Feriha'ya postalar... Ve bu mektup hiçbir şeyden haberi olmayan Feriha'ya büyük bir sürpriz olur... Bu mektupla Feriha'nın dünyasında depremler meydana gelir... Mustafa'nın yangın olmuş aşkı bitti mi? Bitecek mi? Zamanyeri gelince her şeyi aşikâr eder... Kışa çalarken mevsim saçlara serpilirdi kar... Ve Kalbimde yangınlar vardı içimi ısıtan... Ağaçlardan dökülen son yaprak gibi. Mezar toprağıma konduruyordu bir buseyi kar... Her an her şey geç olabilir...