Mezopotamya'nın kalbinde bir yaz günü üstelik kubbemsi bir Urfa sıcağında kemendinden kurtulmuş tayların çimenli düzlüklerde coşkulu koşu sonrası yorgunluğuyla bir çınara rastlarsanız sığının onun cömert gölgesine. Sırtınız serin gölgesine dayalı gözlerinizi de kapatarak rüzgârı çağıran yapraklarının sesini dinleyin. Bu sesler bir gönül dostunun erdemli bir şairin iniltileridir aslında; Misbah Hicri'nin dağlarda kıyılmış ceylanlara ağıtıdır...
Mustafa SAN CAR
Keskince ve derinlikli açık anlatısal şerh düşülecek bir yanı var şairin şiir dilinde. Dilin imkanlarını şiar edinmiş. Parlak kucaklayışla... Barış şiirleri yazmaktan yılmamış... Okurlara sunuyor Misbah Hicri yazar ve şair. Onun vazgeçilmezi şiir. Hangi sözcük hangi sözcükle yol arkadaşlığına karar verir imgesi. Zengin etkin çağrışımlara boy vermiş bu kitapta şairimiz.... Her bir şiirinde çıtanın yükseltisini görürsünüz. İyi ki şiir vardır hayatımıza da. "her mısra karanlığa mum" diyen yazın erillerimiz var. Dünyayı şefkatle kucaklamış şiir yazan bir Misbah Hicri yaşıyor çağımız gerçekliğinde. Akılda kalmaya adaydır söylemindeki metafor. Hasretin kavşaklarında duygu yoğunlaşmasını "bir sevinç titremesi alır beni" işaretiyle şiir okuruna el sallıyor sanki dize dize. Sıkı şairanelik kulvarında yer ediniyor yazdıkları. Şiirle boğuşuyor nitelikli ve aynı zamanda şahsına has bir kalem tutmuş kendine göre şairimiz.
Osman ERKAN