Makineleşmiş hayat sesleri sözcükleri silip süpürüyor yalnızca ''ben'' üretiyor. Bizim Feyyaz da ''aynı eşim gibi'' diyerek sesleri sözcükleri kısacası cümleleri büyütüyor... Özlem ve gurbet duygularının kuşlarını uçuruyor meraklı bakışları eşine yakın sesleri çırpıştırıyor...
Kentin ortasında yalnızlığı ve sevgiyi büyütüyor. Kimse bilmiyor Feyyaz'ın yaşattığı gülleri günleri kimse tanımıyor. Yüreğindeki derin yarayı kimse kanatmıyor. Sessiz sessiz yaşayıp gidiyor bir köşecikte.
İki günlük macera usulca kapanıyor. Otelden arabamızla ayrılırken Feyyaz'ın bakışları içeride elleri havada donup kalıyor. Birden Yaşar Kemal'in Irazca'nın Dirliği ile bütünleşen Meryemce ve ''insan kokusu'' gözümde canlanıyor.