Bir ordu kumandanının askerlikle hiçbir bağlantısı bulunmayan iktisat kongresine reis seçilmesi birçok kesim ve kişiler tarafından başlangıçta -haklı olarak- tuhaf karşılanmış hatta kendisi de "kongreye bir ordu kumandanının riyaset etmesinin bazı düşman mehafilce yanlış ve gayr-i müsait telakkilere uğrayabileceği" endişesini dile getirmişti. Ancak Mehmed asım Us'un "...Fakat şimdi İstanbul'da heyecan ve muhabbetle der-ağuş ettiğimiz (kucakladığımız) Şark yetimleri bize isbat ediyor ki Kazım Karabekir Paşa'nın mücahede-i milliyemize hizmeti yalnız bundan ibaret değildir. O kumandan (dan) fazla birşeydir. İcap ettiği zaman kılıcı ile düşmen ordularına karşı gelen bu kıymetli kumandan harp faaliyetleri hitam bulunca Türk milletinin hal ve istikbalini tehdit eden ictimai ve iktisadi hastalık mikroplarına karşı kendi daire-i salahiyetinde ilan-ı harb etmeyi itiyat etmiştir. İki ay evvel Kazım Karabekir Paşa'nın İktisat Kongresi riyâsetine intihap edilmiş olduğunu ve burada çalıştığını işitenlerden bir kısmı Paşa Hazretleri'nin bu vaziyetini 'vazifede ihtisas' kaidesiyle gayr-i kâbil-i telif (bağdaşmaz) bulmuşlardı ve zâhir-i hâle göre hüküm vermek lazım gelirse bu suretle serd-i mütalaa edenlere hak vermek (de) tabii idi. Maamafih birkaç takdirler ve muhabbetler ile der-âğûş ettiğimiz Şark yetimlerinde gördüğümüz deliller isbat ediyor ki Kâzım Karabekir Paşa talim ve terbiye mütehassısları arasında olmadığı halde himayesine aldığı şühedâ yavrularının hem hayatlarını muhafaza etmiş hem de talim ve terbiyelerini temin edebilmiştir. Evvelki akşam bu sevimli yavrular Direklerarası'nda bir müsamere tertip etmişler bu müsamerede gösterdikleri nümune-i marifetleriyle memleketimizin en maruf talim ve terbiye mütehassıslarının hayret ve takdirini celbeylemişlerdir." sözlerinden anlaşıldığı üzere kısa bir süre içerisinde isabetli bir karar olduğu sonucuna varılmıştır.