kırgın hiza
kalbi kırılmış saydam
bir atın son soluğundayken veda
ben onu solgun
bir yüzey biçimi sandım
çünkü sıvası dökülmüş
aşklar da unutulur şarkılar gibi
ve sırası gelmişken bile söylenemez
mesafeyi yırtan hiçbir söz
hafıza kalın dudaklı bir
alınganlık meselesi olur zamanla
ahşabın yüzündeki hizadaydı hata
üzgünüm ben kendimi hep kusurdan saydım