Büyük eserler yaratmış olanların ve uzaktan küçücük gözüken dünyalarında derin sarsıntılar yaşayan sıradan kadınların aşkları ve acıları var bu kitapta. Bu kitabı okuduğunuzda sadece sanat ve bilim dünyasının görünmeyen yüzünü değil kendinizden bile sakladığınız duyguları bulacaksınız. Beethoven tek bir kadını çok sevdi hayatında. Ona mektuplar yazdı onun için besteler yaptı. Adını hiç kimseye söylemedi. Kimse bilmedi onun sevdiği kadının adını. Juan Ramon Jimenez karısı Zenobia'ya âşıktı. Karısı hastalandı ölüm döşeğine düştü. Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığını sırf Zenobia ölmeden öğrenebilsin diye Nobel Komitesi zamanından önce açıkladı. Zenobia öldü sonra. Jimenez bir daha tek satır yazmadı. Oğul Alexander Dumas pahalı bir fahişeye âşık olmuştu. Aslında bütün Paris bu veremli genç kadının peşindeydi. O kadın ise sadece Lizst'i sevdi. Onu terk eden tek erkek de Lizst oldu. Oğul Dumas sevdiği kadın ölünce Kamelyalı Kadın'ı yazdı. Verebileceği en büyük armağanı verdi ona. Dünyanın en ünlü mimarlarından Louis Kahn bencil ve çirkin bir erkekti. Bir tren istasyonunun tuvaletinde 74 yaşında ölü bulunduğunda arkasında kendisine âşık üç kadın bıraktı. Oğlu babası gibi birisini onların neden sevdiklerini merak edip o kadınları tek tek dolaştı.