Türkiye 1970'li yıllarda kamplara ayrılmıştı. Bu ayrışmanın en fazla yaşandığı yerler üniversitelerdi. Bir tarafta devleti için mücadele ettiğine inanan ülkücü öğrenciler diğer tarafta faşist rejime direndiğini iddia eden sol görüşlü gençler... Her gün iki grup arasında büyük çatışmalar yaşanıyor yurtlardaki hâkimiyet kavgaları ve fakültedeki boykot kararları bir döneme damgasını vuruyordu. Faik İçmeli fırtınalı yıllarda ülkücü gençlerin liderlerinden biriydi. İstanbul'da Gençlik Kolları Başkanlığı ve Ülkücü İşçiler Derneği Başkanlığı yaptı. Alparslan Türkeş tarafından MHP'nin eğitimciler kadrosu içinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin liderliğine atandı. 12 Eylül darbesiyle birlikte Mamak Askerî Cezaevine konuldu. "İnsanlık dışı" diye tabir ettiği işkencelerden geçerken birçok ülkücü gibi devletini sorgulamaya başladı. O güne kadar vatanı için canını bile feda etmeye hazır birer kurşun olan ülkücü gençler gördükleri işkenceler sonrası devletine karşı kırılmıştı. Kırık Kurşun tarihin eksik kalmış bir yönünü açığa çıkarmak için yazıldı. "Sırplar'ın işgali altındaki Saraybosna'ya gizlice gitmemiz ve bize verilen parayı Aliya İzzetbegoviç'e ulaştırmamız istendi. Bir grup Alperen'le birlikte kabul ettik." "Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde yaşanan Flash TV olayını ben organize ettim!" "Susurluk'tan kısa bir süre önce Fenerbahçe-Juventus maçını tribünde Abdullah Çatlı ile birlikte izledik. Yanımızda birçok bakan milletvekili ve bürokrat da vardı." "Bugün tarih okudukça görüyorum ki hem bizi hem de solcuları birileri kullanmış. İtiraf ediyorum; o gün yaptıklarımız doğruydu belki ama Türkiye'de büyük bir oyun tezgâhlanmış ve biz de kullanılmışız."