"Bir kimse için dert olan şeyi inandığı güvendiği bir kimseye meselâ kendisini tedâvi eden ruh hekimine söylerse bütün şikâyet ve dertlerini ortaya dökerse yavaş yavaş normal ruh hâline döner ve iyileşmiş olur. Bu tedâvi şeklinde gerçek payı vardır. Dikkat edilecek olursa namazda bu tedâvi mekanizması kendiliğinden harekete geçirilmektedir. Tedâvinin temel ilkesi hastanın inandığı güvendiği bir şahsa içini açması olduğuna göre namazda Rabbinin huzurunda el bağlayıp duran bir musalli hâliyle içini Zât-ı Kibriyâ'ya açmakta gizli âşikâr her hâlinin Rahman ve Rahim olan Rabbi tarafından en gizli noktasına kadar bilindiğinin idrâkine ermektedir."
Süleyman Arif Emre