Son Halife Abdülmecid Efendi Osmanlı Devleti'nin son Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde kritik roller üstlenmiş Osmanlı hanedanından önemli bir devlet adamıdır. Kendi kendini iyi yetiştirmiş sanat ve sporsever aydın ve hür fikirlere sahip Fransızca ve Almanca bilen Abdülmecid Efendi aynı zamanda iyi bir ressamdı.
Osmanlı saltanatının son veliahdı ve halifelerin de sonuncusu olan Abdülmecid Efendi'nin hayat ve şahsiyeti eski veya yakın tarihimizde rolü ve özellikle son günleri bir sır perdesi arkasında kalmış ve dönemin şahitlerinin hatıraları eşliğinde pek incelenmemiştir. Kandemir'in bu eseri onun son günlerini bir film şeridi gibi gözünüzün önüne getirecek netlikte kaleme alınmış hatıralardan oluşmaktadır.
Hayata yetiştiği eğitimin perspektifinden bakan son Halife Abdülmecid Efendi kendisini şöyle anlatmıştır:
"Arkamızdan neler söylemediler? Yok! Biz hainmişiz biz Milli Mücadele'yle asla ilgilenmemişiz; biz düşmanla işbirliği etmişiz; bütün bunların aslı esası yok. Vahdeddin de etrafındakilere maalesef uydu. O'na bazı şeyler söylenebilir. Bana gelince Allah da bilir Peygamber de yarın şefaat edecektir. Oğlum Ömer Faruk'u Anadolu'ya gönderdim. Maksadım: İstanbul'dan kaçıp Anadolu'ya gelmek İslâm mücahidlerinin başına geçmek ve bütün âlem-i İslâm'ı ayağa kaldırmak idi. Amma ne yapayım ki oğlumu İnebolu'dan çevirdiler. Teklifimi reddettiler. O zaman bize İstanbul'da işin sonuna kadar oturmak düştü."