Dans en ilkel biçimiyle insanların doğa karşısındaki güçsüzlüklerini ifade etme biçimi her şeyi doğanın akışına bırakarak hareket etmeden hareket etmek olarak ortaya çıkmıştır. Bir başka ifadeyle gövdenin kendiliğindenleşmiş düzenli ardışık ritimli hareketler bütünüdür.
Bu haliyle dans bireyin ben olmaktan kurtulup tanrılar dünyasına geçişinin büyülü bir aracı en ilkel ve en evrensel bir ayinidir. İçerdiği olağanüstü estetik ve ritm onu bir sanata dönüştürmüştür. O başka tür ifade biçimlerinin henüz gelişmediği dönemlerin çarpıcı ifade biçimidir.
Danstaki ritm zamanla şiir ve müziği de içine alacak perde ve temposu belli aralıklarla düzenlenmiş bir hareket ve söz dizgesinin ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Kan uyuşturucu şarap ve müzik bireyi bu dünyadan koparmanın araçları olarak bu dizgenin olmazsa olmazlarıydı. Duygu ve düşüncelerin hareketlerle ifade edilmesi olan dansın bizdeki büyülü izlerinin altında türümüzün ilk ayin biçimi olmasının yanında hiç bir dinin onu tahtından indirmeye gücünün yetememiş olması yatıyordu.
Sonuç olarak sanata dönüşmüş bir ayin olarak ÖNCE DANS VARDI ve var olmaya devam edecekti."