Bu kitap Üniversitelerarası Kurul'a doçentlik tezi olarak sunulmak üzere kaleme alınmıştır. Açıkçası bu teze başlarken daha kolay bir süreç içerisinde yazılabileceğini ve tezin bir senede tamamlanabileceğini düşünmüştüm. Genellikle iyimser bir öngörü ile yazı yazmaya başlamak olumlu bir özelliktir. Böylece daha rahat bir şekilde başlar ve süreç içerisinde hedefinize yaklaşacağınızı düşünürsünüz. Zaten zaman sizin için hızlı aktığından uzun bir sürede tamamlamak sorun teşkil etmez. Fakat bu sefer durum biraz farklı oldu: Konu belirleme sürecinden yazım sürecine geçiş bile alışık olmadığım ölçüde sancılı oldu. 2013 Yılı Eylül ayında ABD'ne araştırma ziyaretine gitmemiş olsaydım muhtemelen hala tezi yazıyor olacaktım. Bu nedenle tez çalışmasının asıl zor kısmının çalışmaya ve yazmaya başladığım UC Berkeley Üniversitesi'ne yaptığım altı aylık ziyarette yapıldığını söylemek yanlış olmaz. Hatta Türkiye'ye döndüğüm zaman tezi maksimum altı ayda bitirebileceğimi düşünmüştüm. Bir buçuk senede tamamlayabildim. Tez sürecindeki temel zorluk incelediğim sorunun çözümünün gerçekten güç olması ve bir açıdan da çözümsüzlük arz etmesiydi. Ekonomik açıdan hangi yaptırımın diğerlerine göre daha "etkin" olduğu sorunu hukuk ve ekonomi öğretisinde de son derece tartışmalı olan bir konu ve kırk senedir süregelen tartışmada fikir birliği bulunmuyor. Bu sorunu çözmeye çalışmak üstelik bunu Türk Pozitif Hukukunu da dikkate alarak yapmak kolay bir faaliyet olmadı. Nitekim bu sorunun ele alındığı İkinci Kısmın uzun bir zamanın ve yoğun bir emeğin sonunda tamamlanabildiğini Üçüncü Kısma planladığımdan çok daha sonra başlayabildiğimi belirtmem gerekir. İlginç bir şekilde de zor yazılacağını düşündüğüm Türk Hukukunun incelendiği Üçüncü Kısmı da öngördüğümden daha kısa sürede ve zevkle tamamladım. Ancak yanlış anlama olmasın bu Türk Hukukunun "mükemmel" kurallar içermesinden kaynaklanmıyor.