Elmanın üzerindeki yazı öndeki konuklar tarafından görülmüş
arkada kalan konukların arasında fısıltı şeklinde dolaşmaya
başlamıştı bile. Konuyu anlayan kadınların hepsi elmayı kendilerine layık görüyordu. Fakat ileri çıkmak herkesin yapabileceği bir şey değildi. Çünkü ister istemez bu olay güçlerin savaşı haline gelecekti.
Ölümsüz tanrıçaların olduğu yerde yarı ölümlü tanrıçalar değil böyle bir iddiada bulunmak ağızlarını bile açmazlarsa kazançlı çıkarlardı. Üç ölümsüz tanrıça oradaydı ve elma üzerinde hak iddia etmek üzere öne çıktılar. Bunlar Hera Athena ve Afrodit'ti. Birbirlerine baktılar Hiç biri geri çekilmek niyetinde değildi. Gözlerini Zeus'un üstüne diktiler.
Hera:
- Tanrıların tanrısı sensin. Bizler de tanrıçayız. En adil kararı vermeni bekliyoruz senden. Elmayı hak edene sen vermelisin.
Hera onun karısıydı ve bu sözlerin anlamı belliydi. "O elma benden başkasına giderse dünyayı sana dar ederim". Zalim bencil çıkarcı yalancı... Bunların hepsi Zeus için kullanılabilir sıfatlardı. Fakat asla aptal değildi. Zeus böyle bir seçimi yaptığında başına gelebilecekleri kestirebiliyordu. Karısına verse iki ölümsüz tanrıçanın sonsuz kinini
kazanacak; bir diğerine verse karısıyla öteki tanrıça düşman olacaktı.
İşten sıyrılmak için itiraz etti...