1960-1980 arasında ülkemizde yayımlanan romanlara 'kadınların sorunlarının yansıyışını' ele alan ve 49 farklı romancının 146 romanından hareketle ortaya çıkan Türkiye'de Kadın Olmak adlı bu kitap ülkemizin siyasî sosyal ekonomik ve kültürel hayatında hayli geniş yer tutan önemli bir konuyu irdelemektedir. Uzun zamandır yaşadığı sıkıntılardan bugün bile tam anlamıyla kurtulamayan Türk kadınının sorunlarına değinen romancıların çoğunun bu kitaba yansıyan en net "ortak mesaj"ı "kadının sorunlarının toplumun sorunlarından ayrı düşünülemeyeceği kadınlarla ilgili sorunların temelinde aslında bir özgürlük sorunu olduğu ve bu sorunların çözümü için kadınlar kadar -hatta daha önce- erkeklerin de eğitilmeleri gerektiği"dir. Ancak asıl mesele; bugünkü ezberci ve bireye sorgulayıcılık özelliği katmayan sadece çoğu zaman neye yaradığı bile tartışılabilecek olan bir diploma veren eğitimi almak veya cinsel ve ekonomik anlamda tam bir özgürlüğe kavuşmak meselesi değil; "zihniyet değişikliği" meselesidir. Çünkü insan veya "adam" olmak "cinsiyet" meselesi değil "şahsiyet/zihniyet" meselesidir.