"Gönülde yerleşip karâr eden hayır ve şer ne kadar varlık varsa onları yerinden kaldırıp belâ külhânında aşk ateşiyle yakıp yok etmek şarttır. Gönül gözünü ağyâra(başkalarına) bakmaktan dert belâ mihnet ve gam perdesiyle örtmek gerektir ki o gönül hânesi halvet olup temizlensin. Gönül Hakk'dan gayrı şeylerden arınınca onda tecelliyât mumu parlar. Gönül hânesi temizlenip aydınlanınca Cenâb-ı Hakk'ın dîdârı bu gönülde müşâhede olunur. Bu gönüle her gün nice kere Hakk'ın nazârı değer. Rabbânî nazargâh bu gönüldür.
Ancak bir gönül Hakk'ın gayrı ile kirlenirse yani o günülde zerre kadar varlıktan eser kalırsa o gönül Hakk'a mahal olamaz."
Kelâm-ı Azîz bir gönül ehli olan İbrâhim Hâs'ın şeyhi Hasan Ünsî Hz.'nin sohbetlerinden derlediği notların kitaplaşmış hâlidir. Bu eser bir sûfînin manâ yolunda nasıl davranması ve düşünmesi gerektiği hususunda ince noktalara temas etmekte tasavvuf tarihinde sıkça rastlanan ledünnî ve evrensel sırları çözümlerken dikkat edilmesi gereken hususlara işaret etmektedir.
Ayrıca bu eser tasavvuf tarihinde önemli bir yeri olan Halvetîyye-Şabâniyye tarîkına mensup gönül insanlarının XVII-XVIII. asırdaki düşünce üslûp ve davranışlarını yansıtması açısından da son derece önemlidir.