Balıklarca "Tutsak Olmuş Kadınların Dünyası" olarak tanımlanan Harem-i Hümayun tarih boyunca hep gizemini ve sırrını korumuştur. Harem çeşitli Avrupa ülkelerinden köle veya tutsak olarak elde edilmiş genç ve güzel kadınların padişahın kalbini kazanmak için yarıştığı ve gücü ele geçirmek için en tehlikeli planlar yaptığı ve rekabetin gizliden gizliye acımasızca sürdüğü bir Altın Kafes'tir. Altın Kafes'e köle olarak gelen ve ardından cariye olan Hürrem sultan renkli hayatı ile efsaneleşmiş; zekâsı cesareti ihtiraslarıyla ün salmış bir Hanım Sultan olmuştur. Tarihte Hürrem bir yanıyla anne dürtüleriyle hareket eden kadın olarak karşımızdadır. Diğer taraftan da Mustafa başa geçtiğinde kendisi ve çocukları öleceği için entrikalarla başkalarını öldürerek canlarını koruyan bir canidir. Hürrem Sultan içindeki iktidar hırsının kuvvetli oluşundan dolayı yaşamını ve etrafındakilerinin yaşamlarını hep kendi istekleriyle yönlendirmiştir. Hürrem Kanuni'nin aşkından yararlanarak gün geçtikçe sarayda her engeli sabırla aşan ve her şeyin zamanını bekleyerek kadınsı bir kurnazlıkla politikasını yürütmüştür. Hayatı romanlara tiyatro oyunlarına opera eserlerine konu olmuştur. Devlet işlerinde etkin rol oynayarak Osmanlı İmparatorluğu'nda "Kadınlar saltanatı" denilen devri başlattığı kabul edilir...